Uçakta Taharet Musluğu Var Mı?
Hayat bazen bir yolculuk gibidir. Hem heyecan verir, hem de belirsizliğin içinde kaybolmanıza neden olur. Her şeyin ne kadar yolunda gideceğini bir kenara bırakın, bazen bir şeyin eksik olduğunu hissedersiniz. İşte tam da böyle bir anı hatırlıyorum: Bir uçak yolculuğu. Gidişin heyecanı, bilinmezliğin içindeki umut ve endişe… Ama bir şey eksikti. Bir soru vardı kafamda: Uçakta taharet musluğu var mı?
İlk Yola Çıkış: Heyecan ve Merak
Geçtiğimiz yaz, uzun zamandır görmek istediğim bir arkadaşımı ziyaret etmek için uçağa binmiştim. Kayseri’nin sıcağından sonra bir başkası, bir başka dünya… İstanbul’a doğru olan bu yolculuk, aslında bana hep ilginç gelmişti. Uçak, gökyüzünde süzülen bir kuş gibi, her şeyden biraz uzakta, ama her zaman bir adım daha yakın. Bir yanda ufak bir heyecan, diğer yanda şehirdeki kalabalıktan uzaklaşmanın getirdiği bir rahatlık vardı. Ama kafamda tek bir soru vardı: Uçakta taharet musluğu var mı?
Sadece ben mi düşünüyorum diye bir an kendimi sorguladım. Bunu düşünmek mi? Ne kadar saçma. Ama o an, uçağın tuvaletine girmem gerektiğinde bu düşünce tekrar belirdi. Eğer taharet musluğu yoksa, ne yapacağım? Gerçekten mi? Nerede olursam olayım, bu düşünce benimle mi gidecek?
Uçak Tuvaletine Adım Atmak: Hayal Kırıklığı
Yolculuk sırasında, tuvalet ihtiyaçları da bir şekilde kafada dönmeye başlıyor. Sadece yolda değil, hayatta da böyle değil mi? Bir an neşelisin, bir an kayboluyorsun. Aynen uçakta olduğu gibi. Uçağa bindikten sonra, biraz temkinli bir şekilde tuvalete doğru yöneldim. İçeri girmeden önce, taharet musluğunun varlığını düşünüp duruyordum. Kayseri’de, tuvaletlerde bu tür şeyler her zaman vardı. Ama uçakta? Hiç görmedim.
Kapıyı açtım ve içeri girdim. İyi ki bir insan daha var diye düşündüm, yoksa o kadar dar alanın içinde boğulabilirdim. Ama gözlerim musluğu aradı. Ve bulamadı. O an bir hayal kırıklığı yaşadım. Gerçekten eksik bir şey vardı. Neden? Çünkü hem heyecan, hem de huzursuzluk içinde birşeylere takıldım. Her şeyin o kadar güzel gittiği bir yolculukta, bu küçük şeyin yokluğu bir eksiklik gibi hissettirdi. O an gerçekten sadece “bir taharet musluğu”ndan daha fazlası vardı; bir kaybolmuşluk, bir eksiklik duygusu…
Düşünceler: Bir Şeyin Eksik Olduğu Hissini Kabullenmek
Uçakta taharet musluğu yoktu. Bu kadar basit bir şey, bu kadar büyük bir hissiyat yaratabilir mi? Evet, yaratıyordu. O kadar belirsiz, o kadar öznel bir şeydi ki, kendimi anlamak neredeyse imkansız hale gelmişti. Neden, neden böylesine küçük bir şey kafamı meşgul ediyordu? Yalnızca uçağın tuvaletinin eksikliği mi? Hayır. Belki de hayatımda eksik olan başka şeylerin bir yansımasıydı. Bazen her şey yolunda giderken, bir ufak ayrıntı bile dünyanızı değiştirebilir.
O an, kendimi yalnızca bir yolculuğun içinde değil, bir düşüncenin içinde de kaybolmuş gibi hissettim. Bu eksiklik, bana hayatta başka eksiklikleri hatırlattı. Bir ilişkiyi, bir fırsatı, belki de zamanında yapılması gereken bir hareketi… O küçük şey, her şeyin yolunda gittiği bir anda büyük bir boşluk yaratabiliyor.
İkinci Şans: Küçük Kafamda Büyüyen Büyük Soru
Bir süre sonra, uçak hızla İstanbul’a doğru ilerlerken, gözlerimi dışarıda sabit bir noktaya odakladım. O sırada, uçak kabininin içinde kendi düşüncelerimle savaşırken, bir cevap bulduğumu hissettim. Belki de uçakta taharet musluğunun olmaması, benim hayatımda her zaman eksik olan bir şeyin hatırlatılmasıydı. Bazen, her şeyin en düzgün ve kusursuz olduğu anlarda, küçük şeyler bile büyük anlamlar taşıyabilir.
Bir sonraki yolculukta, belki bir daha taharet musluğu eksikliği beni bu kadar sarsmaz. Kim bilir? Ancak, o an bir şeyi fark ettim: Hayat, bazen eksikliklerle dolu olabilir ve bu eksiklikler bize bazı soruları sormamıza neden olabilir. Ama bu sorulara her zaman cevap bulamayız. Kimi zaman kabul etmek gerekir. Bazı şeyler eksik kalır, çünkü biz onları daha sonra tamamlamak için yeni yollar ararız.
Sonuç: Hayatın Küçük Eksiklikleri
O uçakta taharet musluğu ararken aslında başka bir şey arıyordum. Belki de o küçük eksiklik, bana hayatın büyük anlamını göstermek için oradaydı. Bazen yaşam, her şeyin yolunda olduğu anlarda bile bir eksiklik bırakır ve bu eksiklik, yeni bir düşünceyi, bir umut ışığını doğurur.
Uçakta taharet musluğu yoktu, ama belki de bu eksiklik, bana hayatı daha dikkatli yaşamam gerektiğini hatırlatıyordu. Kimi zaman küçük şeylere odaklanmak, aslında büyük şeyleri görmemize engel olur. Ama belki de bu eksiklik, biraz olsun daha dikkatli olabilmek için bana bir fırsat sundu.
O yüzden bir dahaki sefere, küçük eksiklikler yerine, yaşadığınız anın tadını çıkarın. Kim bilir, belki o eksiklikler aslında hayatın güzelliklerine odaklanmamız için birer işarettir.