Kan Basıncının Diğer Adı Nedir? Tansiyonla Aramızdaki Karmaşık, Komik ve Bazen Dramatik İlişki Bir sabah kalktınız, elinizde kahve, aynaya baktınız ve dediniz ki: “Bugün kesin tansiyonum çıktı.” Tebrikler! Siz de artık Türk halkının en sık kullandığı tıbbi kelimelerden biriyle tanışmış bulunuyorsunuz. “Kan basıncı” dediğimiz şeyin aslında daha yaygın bilinen adı tansiyondur. Evet, kulağa bir bilim kurgu filmi gibi gelen bu kelime, aslında damarlarımızın içindeki o gizli güç dengesinin ta kendisidir. Tansiyon: Damarlarımızdaki Baskı Grubu Şimdi gelin işi ciddi kısmına bağlayalım: Kan basıncı, kalbiniz her attığında kanın damar duvarlarına uyguladığı basınçtır. Yani vücudunuzun içindeki sıvı trafik akışının düzenini temsil eder. Normal…
Yorum BırakGünlük Notlar Yazılar
Kamu Davası Nasıl İşler? Adaletin Toplumsal Cinsiyet ve Çeşitlilik Aynasında Yolculuğu Bazen adaletin nasıl işlediğini anlatmak, bir yasayı değil, bir toplumu anlatmak gibidir. “Kamu davası nasıl işler?” sorusu kulağa teknik bir hukuk sorusu gibi gelebilir; oysa ardında derin bir toplumsal dinamik, bir adalet arayışı ve çeşitliliğin sesi vardır. Bu yazıyı bir hukuk dersinden çok, hep birlikte düşünebileceğimiz bir toplumsal diyalog olarak okumak isterim. Çünkü kamu davası yalnızca bir yargı süreci değildir — toplumun vicdanının mahkemede ses bulduğu andır. Kamu Davası Nedir? Devletin Toplum Adına Söz Alması Kamu davası, bir suç işlendiğinde, birey değil devletin harekete geçmesi anlamına gelir. Cumhuriyet savcısı,…
Yorum BırakGiriş: Öğrenmenin Dönüştürücü Gücüyle Ekonomik Gerçeği İncelemek Eğitimci olarak yıllardır öğrencilere sadece yeni bilgiler aktarmakla kalmadım; onların düşünme biçimlerini, dünyayla kurdukları ilişkileri de birlikte dönüştürmeye çalıştım. Öğrenme; yalnızca ezberlenen veriler değil, bireyin anlam dünyasını genişleten, hayata bakışını derinleştiren bir süreçtir. Bizler, özellikle ekonomi, sosyal adalet ve insan hakları gibi alanlarda “neden?” ve “nasıl?” sorularını sorduğumuzda gerçek öğrenme başlar. Bugün Paraguay’daki asgari ücret örneği üzerinden, sadece rakamları aktarmakla kalmayacak, bu rakamların birey, toplum ve eğitim bağlamında ne anlama geldiğini de tartışacağız. Aşağıda okuyacağınız analiz; öğrenme teorileri, pedagojik yöntemler ve toplumsal etki perspektifiyle harmanlanmış özgün bir değerlendirmedir. Yazıyı okuduktan sonra kendi öğrenme…
Yorum BırakMutlak Olarak Ne Demek? İnsan Düşüncesinde Değişmeyenin İzinde Mutlak kavramı, dilde basit bir kelime gibi görünse de, tarih boyunca felsefi düşüncenin merkezinde yer almıştır. “Mutlak olarak ne demek?” sorusu, aslında insanın değişim karşısında sabit, kalıcı ve evrensel olanı arayışının ifadesidir. Mutlak, en genel anlamıyla, koşullardan bağımsız, kendi başına var olan ve hiçbir şeye bağlı olmayan demektir. Bu tanım, hem düşünce tarihinin hem de modern bilimin temelinde yatan “kesinlik” arzusunu açıklar. Tarihsel Arka Plan: Mutlak Düşüncesinin Kökeni “Mutlak” kavramının kökeni Antik Yunan’a kadar uzanır. Parmenides, varlığın değişmediğini ve her şeyin bir bütün olarak “Bir” olduğunu savunarak mutlak fikrini ilk kez sistematik…
Yorum BırakAçık Hava Ne? Küresel ve Yerel Perspektiflerden Bir Yolculuk Hayatın telaşında bazen durup gökyüzüne bakmayı, derin bir nefes almayı unutuyoruz. Oysa “açık hava” dediğimiz şey, yalnızca dört duvarın dışındaki fiziksel alan değil; insanın varoluşunu, özgürlüğünü ve doğayla kurduğu kadim bağı temsil eden çok daha derin bir kavram. Gelin, bu basit görünen sorunun arkasındaki kültürel, toplumsal ve duygusal katmanlara birlikte bakalım. Açık Hava: Fiziksel Bir Mekândan Fazlası En yalın tanımıyla açık hava, kapalı alanların dışında kalan, doğrudan gökyüzüyle temas edebildiğimiz her yerdir. Bir ormanda yürüyüş yapmak, şehirde bir parkta oturmak ya da sahilde dalgaların sesini dinlemek… Hepsi açık havanın farklı yüzleridir.…
Yorum BırakBazı sorular vardır, sadece dilbilgisiyle değil, hayatın kendisiyle ilgilidir. “Hangi bir nasıl yazılır?” cümlesi ilk bakışta basit bir yazım sorusu gibi görünür. Ama aslında, seçimlerimizle, kararsızlıklarımızla, içimizdeki fırtınalarla ilgilidir. Ben de bu yazıda, bir dil kuralından çok daha fazlasını anlatan küçük bir hikâyeyi sizinle paylaşmak istiyorum. “Hangi Bir?” Hikâyesine Hoş Geldiniz Yağmurlu bir İstanbul sabahıydı. Elif, elinde kahvesiyle pencereden dışarı bakarken, masasında bir not defteri duruyordu. Üzerine kocaman harflerle “Hangi bir?” yazmıştı. Kelimeleri seviyordu Elif. Her kelimenin bir duygusu, bir hikâyesi olduğuna inanırdı. Ama bu kez, sanki bir kelimeyle değil, kendi hayatıyla karşı karşıyaydı. Yan odada, Ozan bilgisayarının başında planlar…
Yorum BırakHayata farklı pencerelerden bakmak bana her zaman ilham verici gelmiştir. Çünkü aynı konuya farklı bakış açılarıyla yaklaşmak, düşünce ufkumuzu genişletir. Bugün sizlerle birlikte “Havalandırma motoru ne işe yarar?” sorusunu yalnızca teknik değil, aynı zamanda toplumsal bir merakla ele almak istiyorum. Erkeklerin daha analitik ve veri odaklı, kadınların ise toplumsal etkiler ve duyarlılık çerçevesinde düşündüğü bu konuyu siz de kendi bakış açınızdan değerlendirmeye ne dersiniz? Havalandırma Motorunun Temel İşlevi Havalandırma motoru, kapalı ortamlardaki kirli havayı dışarı atıp yerine temiz hava sokmayı sağlayan sistemin kalbidir. Yani bir bakıma akciğerlerimiz nasıl vücudumuzun hava ihtiyacını karşılıyorsa, havalandırma motoru da yaşam alanlarımızın nefes almasını sağlar.…
Yorum BırakGeriatri Nedir? Toplumsal Yapılar ve Bireylerin Etkileşimi Üzerine Bir Sosyolojik İnceleme Geriatri: Yaşlanma Süreci ve Toplumsal Yapılar Arasındaki Bağlantılar Bir sosyolog olarak, toplumsal yapıların bireylerin yaşamlarını nasıl şekillendirdiğine her zaman derin bir ilgi duymuşumdur. Özellikle yaşlanma süreci, sadece biyolojik bir değişim değil, aynı zamanda toplumsal ve kültürel bir olgudur. Geriatri, bu sürecin sosyal boyutlarını anlamaya çalışan bir alandır. Yaşlılık, toplumsal normlar, kültürel pratikler ve cinsiyet rolleriyle iç içe geçmiş bir süreçtir. Yaşlılık kavramı, sadece bireylerin fiziksel düşüşüyle ilgili değildir; aynı zamanda toplumların yaşlılara biçtiği roller, onların toplum içindeki konumlarını belirler. Geriatri Nedir? Sosyal Bir Perspektif Geriatri, yaşlılık ve yaşlıların sağlık,…
Yorum BırakHamse Geleneği: Kutsal mı, Klişe mi? Kabul edelim — “Hamse Geleneği” dendiğinde çoğumuzun aklına, divan edebiyatının tozlu raflarında saklanan, kimsenin artık dokunmadığı bir kültürel kalıntı geliyor. Beş mesneviden oluşan bu gelenek, yüzyıllar boyunca “klasikleşmiş” sayıldı. Fakat bugün, gerçekten bir sanat mirası mı yoksa edebiyatın kendi içine kapanmış bir gösteriş biçimi mi? Hamse Geleneği, yeniden ele alınması gereken bir puttur. Hamse Geleneği Nedir? Hamse, Arapça kökenli bir kelime; anlamı “beşli.” Bu gelenek, 13. yüzyıldan itibaren özellikle Fars ve Türk edebiyatlarında büyük yankı buldu. Şairler, genellikle beş mesneviden oluşan bir “hamse” yazarak hem ustalıklarını hem de bilgi birikimlerini göstermek isterdi. Nizâmî-i Gencevî,…
Yorum BırakElazığlı Sanatçılar ve Ekonomik Bir Perspektiften Sanatın Değeri Bir ekonomist için her analiz, kıt kaynakların nasıl tahsis edildiğiyle ilgilidir. Sanat, görünürde maddi üretimden uzak gibi dursa da aslında tam da bu kıtlık denkleminde yer alır: zaman, yetenek, motivasyon ve toplumsal beğeni gibi unsurlar sınırlıdır. Elazığ gibi Anadolu’nun kültürel derinliği olan bir şehirden çıkan sanatçılar, bu sınırlı kaynakların nasıl farklı biçimlerde değer yarattığını gösteren somut örneklerdir. Sanatın Piyasa Dinamikleri ve Elazığ’ın Kültürel Sermayesi Ekonomik açıdan bakıldığında sanat piyasası arz ve talep dengesiyle şekillenir. Elazığlı sanatçılar — örneğin Harput müziğinin ustaları, halk ozanları ve modern dönem bestecileri — yerel kültürel sermayeyi sanatsal…
Yorum Bırak