Haşmet Babaoğlu Nerede?
Hadi bakalım, hepimizin aklını kurcalayan bir soru var: Haşmet Babaoğlu nerede? Yani, bir yanda yazılarıyla başımızı döndüren, diğer yanda kaybolan bir gazeteci… Ama nerede? Bu kadar gizemli olması, insanın aklını kurcalıyor. Acaba her hafta yazılarıyla beynimize işleyen Haşmet, gerçekten de bir tür ‘görünmeyen el’ mi oldu? Yoksa, yazılarındaki o kadar derinlikten sonra, bir süreliğine uzayda mı kayboldu? Kim bilir…
Evet, doğru duydunuz, bugün bu soruyu hep birlikte sorgulayacağız. Üstelik, sadece erkekler ve kadınlar bakış açısıyla değil, biraz mizah katacağım ki, her ikisi de gülerek Haşmet’in kaybolmuş olmasını anlamaya çalışsın.
Erkekler Neden Hemen “Strateji”yi Düşünür?
Erkekler, Haşmet Babaoğlu’nun kaybolduğunu duyduğunda ne yapar? Hemen çözüm odaklı bir yaklaşım sergilerler: “Ya kaybolmamıştır, belki İstanbul’dan sonra Bodrum’a gitmiştir. Orada yazacak, kafasını dinleyecek.” Tabi ki, derin analizlere girerler, bir strateji oluştururlar. Plan hazır: Önce Haşmet’in kaybolduğunu kabul ederler, ardından kaybolmuşsa bile ona yazmaya devam edebilecek 15 farklı yöntem önerirler. Kimileri de, “Belki de bu kaybolma, bir yazı serisinin başlangıcıdır” diyerek teoriler üretir. Yani, bir erkeğin Haşmet Babaoğlu’nu kaybolmuş olarak görmesi, akıl yürütme ve çözüm önerileriyle dolu başlı başına bir roman olabilir.
Çözüm bulma konusunda erkeklerin hızlı ve pratik oldukları da bir gerçek. Ama, acaba bu stratejik düşünme biçimi, Haşmet’in kaybolmuş olması durumu gibi karmaşık bir meseleyi çözmek için yeterli mi? İşte burada işler biraz daha karışıyor, çünkü Haşmet kaybolduğunda “sadece bir yazı kaybı” değil, “bir kültür kaybı” ile karşı karşıyayız.
Kadınlar Haşmet Babaoğlu’nu Kaybolmuş Olarak Kabul Etse de…
Kadınlar, Haşmet’in kaybolduğunu öğrendiklerinde tepkileri farklı olabilir. “Haşmet Babaoğlu kaybolmuşsa, bu kesinlikle hayatındaki bir şeyleri sorgulamasını gerektiriyordur” derler. Çünkü kadınlar, bu dünyada kaybolan birini hemen başkalarıyla ilişkilendirir, empatinin peşine düşerler. “Acaba psikolojik olarak bir şey mi yaşadı, zor bir dönem mi geçirdi?” şeklinde, yumuşak bir çözüm arayışına girerler.
Haşmet’in kaybolması, onlar için stratejiden daha çok bir duygu meselesi olabilir. Hatta, belki de kaybolma durumu, Haşmet’in içsel bir yolculuğa çıktığının bir göstergesi olabilir, kim bilir? Kadınlar, kaybolmayı “birkaç gün uzaklaşmak” olarak görüp, Haşmet’in belki de sadece biraz sakinleşmeye ihtiyacı olduğunu düşünebilirler. “Daha sonra gelir ve yeni yazılarla geri döner” diye umut ederler.
Ama, kadınlar bu kadar derin düşünseler de, kaybolmuş birini aramak başka bir mesele: Tüm sosyal medya platformlarında, “Haşmet Babaoğlu nerede?” başlıklı kampanyalar başlatmak. “Hadi kadınlar, güç birliği yapalım, Haşmet’i bulalım!” diyerek, soluğu ilk sosyal medya mecrasında alacaklardır. Onlar için kaybolan sadece bir insan değil, bir yaşam tarzı, bir yazı dünyasıdır.
Haşmet’in Kayboluşu, Hepimizi Kendi Gölgesinde Bırakır mı?
Bunlar dedikçe, hepimizin içine bir tür “Haşmet’i bulmalı mıyız?” sorusu düşer. Hatta belki de kaybolması, onu daha çok aradığımızı ve yazılarının ne kadar değerli olduğunu fark etmemize vesile oluyordur. Neyse ki, belki de Haşmet, dünyadaki herkesin biraz daha huzurlu bir şekilde kaybolmasına izin vermek için bir süreliğine geri çekilmiştir. Onun kaybolmuş olması, belki de bizlere biraz daha az yazı, ama çok daha fazla düşünme fırsatı verir.
Peki Siz Ne Düşünüyorsunuz?
Bunlar bir yana, sizce Haşmet Babaoğlu gerçekten kaybolmuş olabilir mi, yoksa bu bir tür stratejik geri çekilme mi? Yazılarına hayran kalıp, kaybolmuş olma durumu ile ilgili bir parodi bile yapmak istesek, bunu nasıl yapardık? Yorumlar kısmında birlikte eğlenceli bir tartışma başlatalım, kim bilir belki Haşmet kaybolmuşken birlikte bir şeyler keşfederiz!