Araçta Katalizör Olmazsa Ne Olur? Toplumsal Cinsiyet, Çeşitlilik ve Sosyal Adalet Açısından Bir Değerlendirme
İstanbul’un kaotik trafiğinde her gün birkaç saat geçiriyorum. Toplu taşıma araçlarına biniyorum, bazen arabada yolculuk yapıyorum ve her zaman gözlemliyorum. Düşünsene, bir gün sabah işe gitmek için arabaya bindiğinde, motor çalışmıyor ve hatta egzozdan kötü bir koku yükselmeye başlıyor. O an bir şeyin eksik olduğunu fark ediyorsun. Evet, bir aracın katalizörü olmadan düzgün çalışması gerçekten zor. Peki ya toplumsal hayatta, bir şeyin eksik olduğunu fark ettiğimizde? Katalizör olmadan bir araç nasıl çalışamazsa, toplumun da sağlıklı işlemesi için bazen belirli unsurlara ihtiyacı var. Sosyal adalet, çeşitlilik ve toplumsal cinsiyet eşitliği de bu unsurların başında geliyor. Araçta katalizör olmazsa ne olur, sorusunun yanıtı sadece bir mekanik sorundan çok daha fazlasıdır.
Toplumsal Cinsiyet, Çeşitlilik ve Katalizör Olmadan Çalışmayan Toplum
Bir aracın katalizörü, egzozdan çıkan zararlı gazları temizler ve çevreye zarar vermemesi için sistemi düzene sokar. Aynı şekilde, toplumsal cinsiyet eşitliği, çeşitlilik ve sosyal adalet de toplumun sağlıklı işleyişi için bir tür katalizördür. Bu unsurlar toplumda var olduğunda, insanlar daha eşit, daha güvenli ve daha sağlıklı bir ortamda yaşar. Ancak, bu unsurlar eksik olduğunda, toplumsal yapı ne kadar sağlam olursa olsun, bir noktada tıkanır.
İstanbul’da yaşarken her gün farklı insanların ve farklı yaşam kesimlerinin içine girmek zorunda kalıyorum. Sokakta yürürken bir grup kadın, iş yerinde bir grup erkek, toplu taşımada gençler… Her birinin farklı deneyimleri var ve birçoğu bu deneyimlere göre daha az temsil edilen ya da sesini duyurması engellenen bir grup. Mesela sabah işe giderken, metrobüsün kalabalığındaki kadınları gözlemliyorum. Kadınlar, genellikle daha zor bir yolculuk geçiriyorlar. Toplu taşımada daha fazla tacize uğruyorlar, daha az yer bulabiliyorlar. Bu, toplumsal cinsiyetin aslında bir katalizör gibi işlemesi gerektiğinin bir örneğidir. Kadınların eşit bir şekilde bu sistemde yer bulamaması, toplumun işleyişinde büyük bir aksama yaratır. Çünkü kadınların sesini duymak ve temsil edilmek, toplumun gerçek çeşitliliğini anlamak ve bu temsili herkesin hayatına yansıtmak gerekir.
Çeşitlilik Olmazsa Neler Kaybederiz?
Çeşitliliği anlamak, sadece farklı etnik kökenleri, inançları veya toplumsal cinsiyetleri değil, aynı zamanda farklı yaşam deneyimlerini de kapsar. Toplumun her bireyi, farklı bir bakış açısına, farklı bir deneyime ve farklı bir geçmişe sahiptir. Çeşitlilik, bu farklılıkları anlamak ve bir arada var olabilmeyi sağlamaktır. Toplumsal cinsiyet eşitliği ve çeşitlilik eksik olduğunda, insanlar sadece kendi deneyimlerinden yola çıkarak toplumun nasıl işlemesi gerektiğine dair çıkarımlar yapar ve bu da toplumsal adaletin ve eşitliğin zedelenmesine yol açar.
Bir gün iş yerinde, ofise yeni bir çalışan katıldı. O kadar heyecanlıydı ki, herkesle tanışmak istiyordu. Ancak, özellikle kadınların bulunduğu çalışma alanındaki saygınlıklarını sorgulayan bir tavırla karşılaştı. Erkeklerin daha fazla söz hakkı bulduğu, kadınların ise daha geri planda kaldığı bir ortamda, o genç kadın yeterince söz alıp fikirlerini ifade edemedi. İşte burada, toplumsal cinsiyet eşitliği ve çeşitliliğin eksikliği, toplumsal yapının ve kurumların nasıl verimsizleşebileceğini gösteriyor. Tıpkı bir aracın katalizörü olmadan düzgün çalışamaması gibi, bu tür bir yapı da verimli olamıyor. Toplumda eşitlik, çeşitlilik ve adalet olmadan ilerlemek neredeyse imkansız.
Sosyal Adaletin Katalizörü Olmak
Sosyal adalet, toplumda herkesin eşit fırsatlara sahip olduğu bir düzenin sağlanmasıdır. Bu düzenin eksik olduğu, adaletin pekişmediği bir toplumda, sadece toplumsal değil, bireysel hayatlar da zarar görür. Geçen hafta bir kafenin önünden geçerken, iki çocuk arasında yaşanan bir tartışmaya şahit oldum. Biri diğerine “Sen bizim gibi olamazsın, senin ailen farklı!” dedi. Şok oldum. O kadar basit bir ifadeyle, çocukların bile toplumsal yapıdan ne kadar etkilendiğini görebiliyorsunuz. Çeşitlilik ve sosyal adalet eksik olduğunda, insanlara potansiyellerini gösterebilecekleri fırsatlar verilmez. Bu, sadece bir çocuk için değil, toplumdaki her birey için geçerlidir. Sosyal adaletin olmaması, toplumda birçok kişiyi kenara itiyor, yok sayıyor. Bunu görmek, bir araçta katalizör olmadan yolculuk yapmanın zorlayıcı etkisini hissetmek gibidir. Toplum çalışmaz, kişiler birbirini anlamaz.
Sonuç: Toplumun Katalizörü Olmalıyız
Sonuç olarak, araçta katalizör olmadan ne olursa, toplumsal yapıda da eksiklikler olduğunda aynı şeyler olur. Bir araç düzgün çalışmaz, toplumsal yapılar da verimli olamaz. Kadınlar, etnik gruplar, cinsiyetler arası eşitsizlikler ve çeşitliliğin eksikliği, toplumun işleyişinde büyük aksamalara neden olur. Hepimiz bu aksamanın farkına varmalı, sesimizi duyurmalı ve herkesin eşit fırsatlara sahip olduğu bir toplum için katalizör olmalıyız. Çünkü ancak böylece daha sağlıklı bir toplum inşa edebiliriz. Herkesin eşit olduğu bir düzen, her bireyi güçlü kılar ve toplumu daha iyi bir yer haline getirir.