Hakim Keşif Nasıl Yapılır? Sokaktan Mahkeme Salonuna Uzanan Bir Deneyim
İstanbul’da yaşayınca adalet kavramı soyut bir kelime olmaktan çıkıyor. Sabah metrobüste işe giderken, akşam eve dönerken, bir sokak köşesinde polisle tartışan bir esnafı görürken ya da engelli rampası olmayan bir kamu binasının önünden geçerken adaletin gündelik hayattaki karşılığını iliklerine kadar hissediyorsun. Ben bir sivil toplum kuruluşunda çalışıyorum ve sahada gördüğüm pek çok sorun dönüp dolaşıp yargı süreçlerine, özellikle de “hakim keşif nasıl yapılır?” sorusuna bağlanıyor.
Çünkü keşif, sadece dosyada yazanları değil, hayatın kendisini yerinde görme meselesi.
Hakim Keşif Nasıl Yapılır? Hukuki Bir İşlemden Fazlası
Teknik olarak bakıldığında hakim keşif, mahkemenin uyuşmazlık konusu olay ya da yer hakkında doğrudan gözlem yapmasıdır. Hakim, gerek gördüğünde taraflarla birlikte olay yerine gider, çevre koşullarını inceler, gerekirse bilirkişi dinler. Ama sahada gördüğüm şey şu: Keşfin nasıl yapıldığı, kimin sesi duyulduğu ve kimin görünmez kaldığı meselesi, toplumsal cinsiyet ve sosyal adalet açısından çok kritik.
Bir keresinde kadınların yoğun çalıştığı bir tekstil atölyesiyle ilgili bir iş kazası davasını takip etmiştik. Hakim keşif sırasında atölyeye gidildi ama işçilerin çoğu konuşmadı. Neden mi? Çünkü patron oradaydı, çünkü güvencesiz çalışıyorlardı, çünkü kadınlardı. Kağıt üzerinde hakim keşif yapılmıştı ama gerçeğin tamamı ortaya çıkmış mıydı, işte orası tartışmalıydı.
Toplumsal Cinsiyet Perspektifinden Keşif
Toplumsal cinsiyet, hakim keşif nasıl yapılır sorusunun genellikle gözden kaçan boyutu. Özellikle şiddet, taciz, iş yerinde mobbing gibi dosyalarda keşif yapılırken kadınların, LGBTİ+ bireylerin ya da göçmenlerin deneyimleri çoğu zaman yeterince dikkate alınmıyor.
Bir gün duruşmaya yetişmek için tramvaydayken yanımda oturan genç bir kadın telefonda ağlayarak konuşuyordu. Ev sahibiyle yaşadığı bir sorun yüzünden dava açmış, keşif yapılmış ama hakim, evin içini değil sadece binanın dışını incelemişti. Oysa sorun, evin içindeki rutubet ve sağlıksız koşullardı. Kadın bana “Beni kimse dinlemedi” dedi. İşte keşfin eksik yapıldığı yer tam olarak burasıydı.
Çeşitlilik ve Erişilebilirlik Meselesi
Hakim keşif nasıl yapılır denildiğinde, çoğu kişi sadece hakimi ve bilirkişiyi düşünür. Ama keşif süreci herkes için erişilebilir mi? Engelli bireyler, yaşlılar, Türkçe bilmeyen göçmenler bu süreçte gerçekten eşit koşullarda temsil edilebiliyor mu?
Bir engelli derneğiyle yaptığımız çalışmada, bir bina asansörüyle ilgili dava vardı. Keşif günü binaya gidildi ama tekerlekli sandalye kullanan davacı içeri alınamadı çünkü bina zaten erişilebilir değildi. Hakim yukarı çıktı, keşfi yaptı, dosyaya not düştü. Davacı ise dışarıda bekledi. Kağıt üzerinde keşif yapılmıştı ama adalet kimin için tecelli etmişti?
Sosyal Adalet Açısından Yerinde Görmek Neyi Değiştirir?
Keşif, eğer gerçekten hakkaniyetle yapılırsa sosyal adalet için güçlü bir araç olabilir. Hakimin dosyadaki soyut anlatımlardan çıkıp sokağı, iş yerini, evi görmesi; yoksulluğu, güvencesizliği, ayrımcılığı fark etmesi mümkündür. Ama bunun için keşfin sadece prosedür olarak değil, insan odaklı bir yaklaşımla yapılması gerekir.
İşyerinde mola saatinde arkadaşlarla konuşurken sık sık şunu duyuyorum: “Hakim gelsin bir de burayı görsün.” Bu cümle aslında toplumun keşfe yüklediği anlamı çok net anlatıyor. İnsanlar, yaşadıkları haksızlığın görünür olmasını istiyor.
Hakim Keşif Nasıl Yapılır? Günlük Hayatla Bağlantısı
Otobüs durağında beklerken kaldırımın yarısını kapatan bir inşaat, okul önünde yıllardır çözülmeyen bir trafik sorunu, gecekondu mahallesinde altyapı eksikliği… Bunların hepsi bir gün bir davaya, bir keşfe konu olabilir. Ama keşif, o mahallede yaşayanların gerçekliğini ne kadar yansıtıyor, asıl mesele bu.
Hakim keşif nasıl yapılır sorusu, sadece hukukçuların değil, sokakta yaşayan herkesin sorusu aslında. Çünkü keşfin niteliği, adaletin kime ne kadar dokunduğunu belirliyor.
Daha Adil Bir Keşif Mümkün mü?
Bence mümkün. Hakimin farklı toplumsal grupların deneyimlerine açık olması, keşif sırasında sadece “bakmak” değil gerçekten “görmek” istemesi büyük fark yaratır. Kadınların, çocukların, engellilerin, göçmenlerin sözünü güçlendiren bir keşif anlayışı, adaleti dosyadan sokağa taşır.
İstanbul’da her gün yanından geçtiğimiz adaletsizliklerin bir kısmı, doğru yapılmış bir keşifle görünür hale gelebilir. Mesele, keşfin nasıl yapıldığı kadar, kimin için yapıldığıdır.